AGİ , bireyin veya ailenin asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümünün toplam gelirden düşülerek vergi dışı bırakılmasıdır. Esasen 1985 yılında uygulamaya başlanan “vergi iadesi”nin 2008 yılından itibaren uygulanma şeklidir.

AGİ işveren tarafından sağlanan nakdi bir yardım değildir. AGİ kanundan doğan bir alacaktır. İşçiye düşen yükümlülük kişisel ve aile bilgilerini tam ve eksiksiz olarak işverene bildirmesidir.

Vergi muafiyeti olan işverenlerde (serbest bölgede olan şirketler) AGİ ödemesi yoktur. Vergi muafiyeti bulunmayan işverenlerin ödemedikleri AGİ ise geriye dönük talep edilebilir.

Geriye dönük taleplerde 5 yıllık zamanaşımı mevcuttur.

İspat yükü işverende olmakla birlikte alacak miktarının belirlenmesi açısından imzalı bordro ve banka kayıtları esas delildir.

Ücret, asgari ücretten farklı miktarda ise bordrodaki kayıtlar ayrıntılı olarak incelenmelidir. Aradaki fark AGİ ödemesi olarak gösterilmiş olabilir.

Bordro ve banka kayıtlarına göre AGi ödenmediği belli ise işçinin haklı nedenle fesih hakkı bulunmaktadır.

Ödenmeyen AGİ’lerin dava yoluyla talebi halinde yasal faiz ile tahsili mümkündür.

AGİ ile ilgili son bir not ise kıdem tazminatına esas ücrette AGİ’nin dikkate alınmayacağıdır.